Sokaklara çıkarak direniş yapan kadınlar ne istiyor ?
SOKAKLARA ÇIKARAK DİRENİŞ YAPAN KADINLAR NE İSTİYOR?
Kadına yönelik şiddet başta olmak üzere bütün cinsiyetlere yönelik şidetin son bulması için İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını isteyen ve sözleşmeden çıkılmasını protesto eden kadınlar ne istiyor?
•İstanbul Sözleşmesi kadınların ve çocukların hayatlarını korumak için verilen bir sözdür ve bu ‘sözden dönmek’, her yıl yüzlerce kadının öldürüldüğü, şikayet edilen en az 28.360 çocuk istismarı vakasının olduğu bir ülkede kadınları ve çocukları ateşe atmaktır.
•Sözleşmeden çekilmek, sözleşmenin referans aldığı ve Türkiye’nin de taraf olduğu tüm diğer temel insan hakları sözleşmelerini de tartışmalı hale getirmek, kadınların mücadeleyle kazandığı tüm hakları tartışmaya açmak demektir.
•Sözleşmeden çekilmek, ‘Kadınlarla erkekler fıtratları gereği eşit değildir’ sözüyle her fırsatta saldırıya uğrayan eşit haklarımızın, yasal güvencelerimizin tümüyle terk edileceğinin dünyaya ilan edilmesidir.
•İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmeyeceğiz, haklarımız ve hayatlarımızdan vazgeçmeyeceğiz demiştik. Buradan yine sesleniyoruz, İstanbul Sözleşmesi tartışmalarına nihai olarak son verin ve kadınlar ve çocuklarla ilgili yapmanız gerekenleri yapın, sorumluluklarınızı yerine getirin.
•İstanbul Sözleşmesi ile ilgili tartışmalara derhal son verilsin, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Şiddetin Önlenmesi Yasası’nın uygulanmasındaki eksiklikler giderilsin, kadına yönelik şiddete karşı acil önlem planı yapılsın.
•Kadınların 7/24 ulaşabileceği, farklı dillerde hizmet, ücretsiz, kadına yönelik şiddet alanında çalışan ayrı bir Alo Şiddet Hattı kurulsun.
•Kadına ve çocuğa yönelik şiddetle ilgili bağımsız bir veri toplama yöntemi geliştirilsin ve kamuoyuna düzenli olarak bu veriler açıklansın.
•Devletin tüm kademelerinde eşitliği sağlayacak, ayrımcılığa son verecek düzenlemeler yapılsın. Eşit yurttaşlığın tüm gereklerini sağlamak için acilen somut adımlar atılsın.
•Cinsel şiddetle mücadele koordinasyon ve kriz merkezleri kurulsun.
•Dijital şiddet ve ısrarlı takip yasalarda tanımlansın ve cezası belirlensin.
•Toplumsal cinsiyet eşitliği, eğitimin her kademesinde zorunlu ders olarak müfredata eklensin.
•İstanbul Sözleşmesi’nin de hükme bağladığı üzere, ülkemizde mülteci ve sığınmacı olarak yaşayan bütün kadın ve çocukların şiddete karşı korunmasında eşit haklara sahip olması için açık ve net düzenlemeler yapılsın.
•Her mahallede kolay ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli ve 24 saat hizmet verebilecek kreşler açılsın.
•Kadınların rahatça 7/24 ulaşabileceği kadın danışma merkezleri ve yeterli sayıda sığınak açılsın.

Dostluk ve Kültür Derneği olarak, diyoruz ki, İstanbul Sözleşmesi çözüm değil, demokratik bir kazanımdır. Kadınların bu haklı taleplerini destekliyor ve hatırlatıyoruz ki, kadın cinayetleri, kadına şiddet, kadınların aşağılanması bizzat kapitalist sistemden kaynaklanmaktadır. Kadının gerçek kurtuluşu sosyalizmdedir. Hiçbir hakkından vazgeçmemeli, sistem içinde mücadelesini sürdürmeli ancak ana hedefinin, geleceğinin de sosyalizmde olduğunu unutmamalıdır.
DOSTLUK VE KÜLTÜR DERNEĞİ
(DKDER) 06.temmuz.2020