Kamu emekçilerinin bütçe talebini destekliyoruz !

Kar hırsı, daha fazla sömürü ve işleyiş yasaları sonucu  kapitalist-emperyalist sistemin mevcut bunalımı giderek daha bir derinleşmekte ve pandemi süreci ile daha da ağırlaşmakta, bunun olanca yükü de her zaman olduğu gibi işçi ve emekçilerin sırtına yüklenmektedir. Bir yanda oligarşik  ittifakın en irileri arasına yerleşen  ve kulvarın ön sıralarında bayrak sallayan icazetli işbirlikçilerin yüksek miktarılı borçları bir kalemde silinirken,  diğer yanda iflas durumundaki ekonominin bütün yükü yoksul halk yığınlarının sırtına yüklenmiştir.Öyle ki,  son bir yıl içinde doğalgaza yüzde 34, elektriğe ise son 15 ay içinde yüzde 40 zam yapılmıştır. Halkın en temel tüketim maddesi olan ekmek fiyatı son iki ay içinde yüzde 20 zamlanmıştır. 2019 yılı Temmuz ayında 1 dolar 5.63 TL’ye karşılık gelirken bugün, 7.8 TL seviyesini aşmıştır.  Buna göre, son 14 ay içinde Türk Lirası dolar karşısında yüzde  38,5 değer kaybetmiştir.  Aynı dönemde dört kişilik bir ailenin açlık sınırında yüzde 21, yoksulluk sınırında yüzde 20 artış yaşanmıştır. Tüm bunlara karşın, son 18 ayda kamu emekçilerinin maaşlarında yaşanan artış ise enflasyon farkı ödemesi dahil sadece yüzde 15’de kalmıştır.

Tüm emekçilerin olduğu gibi, kamu emekçilerinin maaşları, işbirlilçi-yandaş konfederasyon yönetimi ve iktidar arasında imzalanan toplu sözleşme ile yapılan sefalet oranlı artışlarla yetinmesi sonucu erimiştir.

15 Ekim ile 15 Kasım arasında, başta emekçi kesimler ve dar gelirliler olmak üzere tüm toplumu yakından ilgilendiren bütçe süreci başlayacak. Yapılacak bu bütçe görüşmelerinde kamu emekçileri için KESK, İnsanca yaşamaya yetecek gelir ve güvenceli çalışma için halktan, emekten yana bir bütçe istemektedir.

KESK tarafından kamu emekçilerinin bu kapsamdaki bizim de desdeklediğimiz talepleri hem TBMM’ye hem de kamuoyuna maddeler halinde duyuruldu.

Ne istiyoruz?

■ Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme soygununa son verilmesini,

■ Bütçe hakkımız önündeki engellerin kaldırılmasını,

■ Ülke kaynaklarının kullanılmasında herkese ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir, anadilinde bir kamu hizmeti sağlanmasına öncelik verilmesini,

■ Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılmasını,

■ Başta salgın koşullarından en çok etkilenen kadınlara olmak üzere, herkese yaşanabilir bir ücret düzeyinin altında olmamak üzere “temel bir yurttaşlık geliri” sağlanmasını,

■ Bütçede toplumsal cinsiyet eşitliğinin temel alınmasını,

■ Ücretli kesimler olarak bizlerin omuzlarına yıkılan vergi yükünün hafifletilmesini, bunun için gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesini, tüketimden alınan dolaylı vergilerin düşürülmesini, kar, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkların kaldırılmasını, asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını, belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını,

■ Geçsek de geçmesek de, hizmet alsak da almasak da otoyolların, köprülerin, şehir hastanelerinin müteahhitlerine parası bizim cebimizden çıkan hazine garantilerine son verilmesini,

■ Temel tüketim maddelerine son iki yıl içinde yapılan zamların geri alınmasını, söz konusu maddelerden alınan KDV’nin sıfırlanmasını,

■ Yoksulluk sınırı altında geliri olan hanelerin elektrik, doğalgaz, su, internet giderlerinin pandemi tehdidi tamamen ortadan kalkıncaya kadar Hazineden karşılanmasını,

■ Savunma ve güvenliğin daha fazla silahlanmaktan değil, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işletilmesinden, adaletin tesisinden geçtiği gerçeğinden hareketle ülke kaynaklarının barış ve demokrasi için kullanılmasını,

■ Yaşamaya devam ettiğimiz mali kayıpların maaşlarımıza yapılacak ek artışlarla telafi edilmesini, maaşlarımızda yapılacak artışlarda yaşanan gerçek hayat pahalılığının-yoksulluk sınırında yaşanan artışın temel alınmasını,

■ İş güvencemizi ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmesini, herkese güvenceli iş ve güvenli gelecek sağlanmasını, OHAL KHK’leri ile hukuksuz bir şekilde işinden ekmeğinden edilmiş olan KESK’li ihraçların derhal işlerine iade edilmesini,

■ Kıdem tazminatı fonu, zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ve Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) dayatmalarından vazgeçilmesini, yıllardır tahrip edilen kamusal sosyal güvenlik ve emeklilik sistemimizin güçlendirilmesini,

■ Başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle, evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu, grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu pazarlık sistemine geçilmesini istiyoruz.

Dostluk ve Kültür Derneği olarak,  kamu emekçilerinin bu yaşamsal taleplerinin ve bunun için yürütülen mücadelelerin yanındayız.

DOSTLUK VE KÜLTÜR DERNEĞİ  (DKDER)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir