Bu bir katliamdır, hesabını soracağız!
Anagold işçi kanı üzerinden servetini büyütüyor!
Erzincan’ın İliç ilçesinde bulunan Çöpler Altın madeninde yaşanan toprak kayması sonuncunda işçi arkadaşlarımız göçük altında kaldı, madende kullanılan binlerce tonluk siyanür doğaya karıştı. Fırat nehrinin hemen kenarında konuşlanmış olan madenin çevreye ve doğaya zararı yıllardır tartışılıyordu. Tüm itirazlara rağmen maden kapatılmadı aksine olumlu ÇED raporları ile daha da genişletilip adeta saatli bir bomba haline getirildi. Resmi ağızlar yaşanan felaketi kaza olarak ifade ediliyor. Fakat bizler biliyoruz ki bu bir kaza değil daha fazla kar hırsı uğruna gerçekleştirilmiş bir katliamdır.
Yıllardır çevre örgütleri, TMMOB, çeşitli kurumlar doğayı, insanı ve tüm canlı hayatını hiçe sayan maden şirketlerinin kar hırsları uğruna hazırladığı katliamı önlemek için çalışmalar yürüttüler. Hazırlanan raporlar dikkate alınmadı, mahkeme kararları hiçe sayıldı, şirket lehine değiştirildi. Bakanlarından valisine kadar tüm yetkililer, kurumlar Anagold şirketinin arkasında saf tuttu. Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım maden şirketinin faaliyetlerini protesto eden köylüleri “bozguncu” ilan etti. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı ve şimdi de İBB Belediye Başkan adayı olan Murat Kurum şirketin tüm usulsüzlüklerinin belgelenmesine ve genişlemenin felakete yol açacağının raporlanmasına rağmen kapasite artışına onay verdi. Erzincan valisi, İliç kaymakamı, hakim ve savcılar şirketin ücretli memurları gibi kararlar aldılar.
Bunlarla da yetinilmediğini görüyoruz. Anagold şirketi 9 ayda 323 milyon dolar kar açıklarken, diğer yandan 7,2 milyon dolar olan vergi borçları siliniyor, teşvik üzerine teşvik veriliyor.
Ölümle burun buruna çalıştırılan şirket işçilerine ise %0 zam yapılıyor. Sermayenin hizmetinde olan iktidar ve devlet kurumları sermayeyi kollarken doğayı katleden, işçileri sefalete ve ölüme mahkum eden uygulamaların ise önünü açıyorlar.
Sermaye vampirdir, işçi kanından besleniyor!
Sermaye için asıl olan kardır. Bunun için milyonları yıkıma sürüklemekten geri durmuyorlar. İliç’te yaşanan doğa ve insan katliamı bunun yeni bir örneğidir. Ülkenin dört bir yanında daha fazla kar uğruna benzer katliam organizasyonları devlet teşvikleriyle sürdürülüyor.
Tıpkı Afrika’da olduğu gibi emperyalist tekeller ve yerli işbirlikleri Erzincan, Artvin, Kazdağıları vb. parça parça yok ederken yasalar onlara göre düzenleniyor, sahte raporlarla her türlü faaliyetlerinin önü açılıyor, sınırlı mahkeme kararlarını dahi tanımıyorlar. Tüm yaşananlar göstermektedir kapitalist düzende her şey sermayeye hizmet için kurgulanıyor.
İnsanlığı ve tüm canlı hayatını yıkıma sürükleyen bu düzene mahkum değiliz. Bu düzen ve sebep olduğu felaketler ancak işçi sınıfı ve emekçilerin örgütlü mücadelesiyle son bulacaktır. Yeni İliç’ler, Somalar, Ermenekler yaşanmaması tüm işçi ve emekçileri mücadeleye çağırıyoruz. Doğamızı, havamızı, toprağımızı ve hayatlarımızı yok edenlerden hesap sormak için hayatın olduğu her yerde örgütlenmeye çağırıyoruz.
Sermaye vampirdir ve işçi kanından beslenir. Kanımızı emenlerden, bizleri göçük altında bırakanlardan hesap sormanın yolu ise kapitalist düzene karşı sosyalizm mücadelesini büyütmekten geçiyor.
(İEB)