Salı, Temmuz 29, 2025
Güncel

KESK’İN TALEPLERİNİ DESTEKLİYORUZ!

Yaklaşık 4 milyon kamu emekçisi ile 2,5 milyon memur emeklisini ilgilendiren toplu “sözleşme” süreci 28 Temmuz’da (bugün) başlıyor.

Sözleşme ile 2026-2027 yıllarında geçerli olacak maaş zam oranları ve sosyal haklar belirlenecek.

Gerçek bir toplu iş sözleşmesinden ve sendikal haklardan bahsedemiyoruz. Çünkü, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Yasası’nda kamu emekçilerinin “grev hakkı” bulunmuyor. Ayrıca, iktidar eliyle örgütlenen ve yetkili kılınan bir toplu sözleşme tarafları sözkonusu.Üstelik emekçilerin gerçekten haklarına sahip çıkan sendikalar engelleniyor, söz, karar ve yetki hakkı tanınmıyor.

Bu nedenle AKP iktidarı eliyle “hormonlu” bir şekilde büyütülerek “yetkili” kılınan yandaş sendika Memur-Sen ile AKP iktidarı sözleşme “masasında” birlikte çalıp oynuyorlar. Bu senaryonun bir ayağı bu ise diğer ayağını YHK oluşturuyor.

Öyle ki, bu görüşmelerden bir sonuç çıkmadığında ise “sözleşme”, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na gönderiliyor. YHK’da sermaye  adına işlev görüyor zaten. İktidarın güdümündeki Hakem Kurulu ise  sermayenin, iktidarın istekleri doğrultusunda ve  emekçilerin aleyhine kararlar veriyor.

Hatırlanacağı gibi önceki toplu sözleşmesi 2024 yılı için yüzde 15+10, 2025 içinse yüzde 6+5 sefalet zammı verilmiş, Yüksek Hakem Kurulu’nun kime hizmet ettiğini göstermişti.

Tüm bu senaryo ve oyunlara karşı mücadele eden Kamu Emekçileri Sendikaları Konfedarasyonu (KESK) göz ardı edilemez.

Toplu sözleşme masası dışında tutulmasına rağmen, KESK ve bağlı sendikalar, 8. Dönem TİS kapsamında erken bir tarihte taleplerini belirleyip kamuoyuyla paylaştılar. Ayrıca,1 Ağustos tarihinden itibaren “sözleşmenin tarafı” olarak kamu emekçilerinin taleplerinin kabul edilmesi için mücadeleyi büyüteceğini duyurdu.

Bu toplu sözleşme döneminde kamu emekçilerinin yıllardır görmezden gelinen temel haklarını ve taleplerini dile getiren  KESK öncelikli taleplerinde şunlar yer almaktadır:

-Grevli ve Toplu Sözleşmeli Sendikal Hak: Gerçek bir toplu sözleşme düzeni grev hakkı olmadan düşünülemez. 12 Eylül rejiminin ürünü olan mevcut sistem, sendikal faaliyetleri göstermelik hale getirmiştir. Bu nedenle grev hakkı anayasal güvence altına alınmalıdır.

-Güvenceli İş, Güvenli Gelecek: Kamuda istihdam edilen yüz binlerce sözleşmeli ve güvencesiz emekçi, geleceğini kaygıyla izlemektedir. Kadrolu, güvenceli istihdam derhal sağlanmalıdır.

-Emekli Olunabilir Bir Ücret Sistemi: Kamu çalışanlarının maaşını oluşturan ek ve yan ödemeler temel ücrete dâhil edilmeli, emeklilikte sefalet ücretine mahkûm edilen kamu emekçilerine insanca bir yaşam hakkı tanınmalıdır.

-Mülakatın Kaldırılması:Liyakati ve hakkaniyeti yok sayan mülakat uygulaması, yandaş kadrolaşmanın bir aracı haline gelmiştir. Tüm kamu atamaları, şeffaf, eşit ve yazılı sınava dayalı bir sistemle gerçekleştirilmelidir.

-Vergide Adaletin Sağlanması: Ücretliler üzerindeki ağır vergi yükü sürdürülemez hale gelmiştir. Dolaylı vergiler azaltılmalı, artan oranlı gelir vergisi sistemi adil biçimde yeniden düzenlenmelidir.

-4688 Sayılı Yasanın Yeniden Düzenlenmesi: Emekçilerin gerçek temsilini engelleyen ve kamu sendikacılığını etkisizleştiren 4688 sayılı yasa, kamu emekçilerinin talepleri doğrultusunda demokratik ve özgürlükçü bir anlayışla yeniden yazılmalıdır.

-1. Dereceye Gelmiş Tüm Kamu Emekçilerine 3600 Ek Gösterge: Unvan, kadro ya da hizmet sınıfı ayrımı yapılmaksızın, 1. dereceye ulaşmış tüm kamu emekçilerine 3600 ek gösterge hakkı tanınmalıdır. Bu düzenleme, hem çalışırken hem de emeklilikte mali haklarda iyileşme sağlayacak, adaletsizliklerin giderilmesi yolunda önemli bir adım olacaktır.

-Tüm kamu emekçileri en az yoksulluk sınırının (85000TL) üzerinde bir ücret almalıdır.

Bunların içinde “Grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı”, “Kadrolu, güvenceli, insan onuruna yaraşır bir iş”, “Mülakat sistemine son verilmesi”, “KHK ile ihraç edilenlerin görevlerine iade edilmesi,“Yoksulluk sınırının üstünde maaş”, “Tüm ek ve yan ödemelerin temel ücrete dahil edilmesi”, “Vergide adalet sağlanması” gibi önemli talepler gibi, sadece ücrete odaklanmayan çok önemli talepler de yer almaktadır.

KESK’in  gündeme taşıdığı başta grevli-toplu sözleşmeli sendika hakkı olmak üzere kamu emekçilerinin temel talepleri, mücadelesi haklı ve doğru olmakla birlikte, emekçilerin kendi iktidarı için mücadele etmesi gerektiği perspektif içinde, bu hedeften uzaklaşmadan ele almak durumundadır. Yani örgütlenmesini, taleplerini ve mücadelesini, toplu sözleşme süreçleri ile sınırlı tutmayan bir yol haritası ile yürümek durumundadır.

DKDER olarak, KESK’in taleplerini ve mücadelesini destekliyoruz.