8 ARALIK’TA KARTAL’DA İNSANCA YAŞAM MİTİNGİNDE BULUŞALIM!
Dostluk ve Kültür Derneği(DKDER) olarak; Bileşeni olduğumuz İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri olarak 8 Aralık Pazar günü, Kartal sahilde, “İnsanca Yaşam Mitingi” gerçekleştireceğiz.
BU DÜZENİ DEĞİŞTİRECEĞİZ!
KAYYIMLARA, DÜŞÜK ÜCRETLERE, VERGİ SOYGUNUNA KARŞI
HALK İÇİN DEMOKRASİ, HALK İÇİN BÜTÇE!
8 ARALIK’TA KARTAL’DA İNSANCA YAŞAM MİTİNGİNDE BULUŞALIM!
IMF’nin asgari ücreti enflasyon tahminine göre belirleme tavsiyesine uyan Şimşek yönetimi yapacağı sefalet zammına hazırlanıyor! Merkez Bankası yüzde 25 civarında bir artış olması gerekiyor her gün açıklama yapıyor. “Beklenen” oranda asgari ücret artışı demek; ücretleri enflasyon karşısında hızla eriyen emekçinin açlık sınırına, sefalete mahkum edilmesi demek. Yarısına yakını asgari ücretli olan, geri kalanının ücretleri de asgari ücret zamlarına göre düzenlenen milyonlarca emekçi “nefes almasın” demektir! Ücret kayıplarını telafi etmeyen asgari ücret zammı demek, Türkiye sermayeye cennet, düşük ücretlilere cehennem olsun demektir! Bir yandan emekçilere sefalet ücretleri dayatılırken emeklilere bunların da altında aylıklar reva görülüyor. Emeklilerin ellerinde kalan tüm hakların sermayeye aktarılması için planlar yapılıyor.
Dur diyelim!
İnsanca yaşanacak bir asgari ücret ve bütün ücretlerin en az yoksulluk sınırına çekilmesi için birleşelim!
Bakan Şimşek, ağzını her açtığına “vergiyi tabana yaymaktan” bahsediyor. Şimşek programının uyguladığı vergi politikası ortada; Türkiye yandaşlar, bankalar, kara borsacılar, mafyalar için bir vergi cennetine döndü! Sermaye kesimlerinin, iktidar yandaşı ve destekçisi patronların vergileri bir bir “affediliyor”. Koca koca sanayi odası başkanlarının şirketleri kâr rekorlarına rağmen tek kuruş vergi ödemiyor! “Kaynağımız yok” diye “tasarruf” diye emekçinin servisine, okulların temizlik giderlerine, çocukların yemek hakkına göz diken iktidar, 2024’te “vergi indirimi, muafiyeti, istisnası” adı altında 2.1 milyar TL’lik vergi gelirinden vazgeçiyor! İktidar için vergi demek “emekçiye soygun” demek, “vergide adalet” demek ekonomik sorunların bütün yükünü emekçiler ödesin, vergi yüküyle ezilsin demek!
Dur diyelim!
Vergide adalet için, yoksulluk sınırının altındaki ücretlerin vergi dışı tutulması için, artan oranlı servet vergisi için birleşelim!
Meclis’e getirilen 2025 bütçesinin halktan alınıp yandaşa, sermayeye hortumla aktarılmasının bütçesi olduğunu görüyoruz! Geçen yıl 7,4 trilyon olan vergi gelirlerinin 11,2 trilyona çıkarılması amaçlanıyor. Şirketlerin, sermaye sahiplerinin, bankaların vergisinin toplam vergi gelirleri içindeki payı sadece %12 iken neredeyse %50 oranında vergi artışı planlanıyor. O zaman kim karşılayacak bu artışı? Tabi ki işçiler, emekçiler! İktidar sözcüleri “aslan payını eğitime ve sağlığa ayırıyoruz” diye böbürlenirken okullara temizlik personeli bile atanmıyor, yurttaşlar devlet hastanelerinden randevu almak için üç aylık sıralara giriyor. 2025 bütçesi, emekçilerin sosyal/kamusal haklarına çökmenin, nedense hep emekçileri vuran “tasarruf” yalanının, bütçe açığının vergi soygunuyla telafi edilmesinin bütçesidir!
Dur diyelim!
Bu savaş bütçesine karşı, sağlık ve eğitim başta olmak üzere emekçilerin, halkın yararına bir bütçe için birleşelim!
31 Mart 2024 yerel seçimlerinin ardından Hakkari ile başlayan, Esenyurt Belediyesi ile devam eden saray iktidarının kayyım darbesine Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman Belediyesi ve Halfeti Belediyesi de eklendi. Kayyım politikalarıyla halk iradesi hukuksuzca gasp ediliyor. Erdoğan ve Cumhur İttifakı tüm devlet imkanlarını, medyayı ve yargıyı kullanarak muhalefeti bölmeyi, zayıflatmayı amaçlıyor ve “terörle mücadele” manipülasyonu ve aldatmacası ile siyasal alanı dizayn etme girişimlerini sürdürüyor.
Dur diyelim!
Saray’ın halk iradesine yönelik darbe anlamına gelen kayyım politikalarına karşı gerçek bir demokratikleşme, halklar arası eşitlik ve kalıcı bir barış için birleşelim.
Artık yeter! Bu ülke bir avuç iktidar bürokratının, yandaş, işbirlikçi sermaye gruplarının, holdinglerin, vurguncuların, soyguncuların, para babalarının, suç örgütlerinin çiftliği değildir. Bu ülke, emeğiyle hayatta kalmaya çalışan, alın teriyle geçinen emekçilerindir! Emekten, demokrasiden, barıştan yana olan herkesi, ülkemizi uçuruma, emekçileri savaş, sömürü ve işsizlik cenderesine sürükleyen bu iktidar programına karşı birleşmeye çağırıyoruz. Yaşamımız ve geleceğimiz için, artık ölüm kalım meselesi olan acil ekonomik ve demokratik haklarımız için mücadele birliğini güçlendirelim! 8 Aralık’ta Kartal Meydanı’nda İnsanca Yaşam Mitingi’nde buluşalım.