KAHROLSUN 12 EYLÜL FAŞİST CUNTASI I KAHROLSUN EMPERYALİZM!
12 Eylül askeri cuntasının işbaşına getirilmesi başta ABD emperyalizmi olmak üzere emperyalizm ve işbirlikçilerinin istem ve taleplerinin gerçekleştirilmesi için yapılmış bir darbedir.
12 Eylül askeri faşist cuntası birçok neden ve etmenin sonucu olarak gerçekleştirilmiştir. Bunların başında ise ABD’nin Ortadoğu plan ve projelerinin önünün açılması, yine emperyalizm ve başta tekelci burjuvazi olmak üzere yerli işbirlikçilerinin çıkarlarını temsil eden 24 Ocak Kararları’nın uygulanması gelmektedir. Emperyalizm ve oligarşiye karşı devrimci sosyalist mücadelenin, Kürt halkının, işçi ve emekçi halkların mücadelesinin ve bir bütün olarak toplumsal muhalefetin giderek yükselmesi hem sistemi korkutuyor hem de onların bu planlarının önünde engel oluşturuyordu.
Böylece, devrimci ve tüm toplumsal muhalefeti ezmek ve planlarını uygulamak için Pentagon ve CIA temsilcilerinin o günlerde dediği gibi ‘ bizim çocuklar işbaşı yaptı’ türü açıklamalar eşliğinde 12 Eylül askeri cuntası işbaşına getirildi.
Cuntanın işbaşına gelmesiyle ülkede korkunç bir gözaltı, gözaltında kayıplar, infazlar, işkenceler, tutuklamalar, yargılamalar, idamlar, grev ve gösteri yasaklamaları, işten atmalar ve sürgünler eşliğinde toplumsal muhalefeti ezme operasyonlar başlatıldı.
Ülkenin üzerine bir karabasan gibi çöken Askeri faşist cunta tarafından milyonlarca kişi fişlendi, onlarca devrimci sokaklarda infaz edildi, yüzbinlerce kişi gözaltına alındı ve tutuklandı, yüz binlerce kişi yargılandı, çok sayıda devrimci idam edildi, yüzlerce kişi şube ve cezaevlerinde işkencede öldürüldü, onbinlerce kişi sakıncalı diye işten atıldı, binlerce aydın öğretim üyesi üniversitelerden uzaklaştırıldı, binlerce kamu emekçisi sürgün edildi, grev ve direnişler yasaklandı, demokratik kitle örgütleri kapatıldı. Kürt halkına karşı zulüm katmerli bir şekilde uygulandı.
12 Eylül cuntasının uygulamaları sadece baskı, işkence ve infazlarla sınırlı kalmadı, emekçi halkların sosyal ve ekonomik ve demokratik yaşamında da derin yaralar açtı. Grev ve toplu sözleşme hakları ve tüm sosyal kazanımları ortadan kaldırıldı. Fabrikalarda adeta kışlalara dönüştürüldü. Sendikalar ve işçi emekçi örgütlenmeleri adına ne varsa kapatıldı. Solu ezme ve yok etme adına Rapıta ve tarikat örgütlenmelerinin önü açıldı. Nitekim, 12 Eylül Anayasası ile cuntanın tüm anti demokratik uygulamaları yasal zemine oturtulup resmileştirildi.
Kuşkusuz, cuntanın azgın saldırıları karşısında devrimci güçler ve toplumsal muhalefet ağır darbeler aldı. Cunta ülkeyi dikensiz gül bahçesine çevirdi. Toplumsal muhalefetin uzun yıllar suskunluğuna neden oldu. Ancak, başta cezaevleri olmak üzere devrimcileri teslim alamadılar. Çünkü, Kapitalizmin sömürü ve baskı düzeni, faşizm var oldukça, duraksamalar ve gerilemeler yaşansa da devrimci mücadelenin, sınıf mücadelesinin sürmesi kaçınılmazdır.
İnanıyoruz ki, devrimci güçler dersler çıkaracak, yaralarını saracak ve eninde sonunda emperyalizme, kapitalizme ve oligarşiye karşı halkların özgürlük ve sosyalizm mücadelesi başarıya ulaşacaktır.
Bir kez daha 12 Eylül askeri cuntası ve işbirlikçilerini lanetliyoruz!