Cumartesi, Aralık 21, 2024
Güncel

Yağma, savaş bütçesine, sefalet ücretine karşı örgütlü mücadeleye!

Asgari ücret görüşmelerinin ilk oturumu bugün başladı. Sermaye temsilcileri, devlet ve işçi konfederasyonlarının temsilcilerinin katıldığı toplantıda milyonlar adına karar verecekler.

Sermayenin sözcülüğünü yapan siyasi iktidar bir yandan “dünyanın 17. ekonomisiyiz” açıklamaları yapıyor, diğer yandan ise tüm zenginlikleri yaratan işçi ve emekçilere “dişinizi sıkın kriz var” diyerek sefaleti dayatıyorlar. Şirketler devasa büyüme rakamları açıklarken, tüm zenginlikleri yaratan işçi-emekçilere ise bu büyümeden düşen açlık sınırında yaşam dayatması oluyor.

Krizin faturası, yeni yılla daha da artmaya devam edecek. Elektriğe, suya, doğalgaza, temel tüketim ürünlerine yüksek oranlarda zamlar öngörülüyor. İşçi ücretlerine ise beklenen enflasyon oranında zam yapılacak denerek 2025 yılı asgari ücretinin 2024 yılı başındaki ücretin alım gücünün altına düşürüleceğini ilan ediyorlar.

OVP ile yeni vergi yükleri başta olmak üzere bir dizi saldırıyı devreye soktular, sokmaya devam ediyorlar. 2025 yılı bütçesi ise bizleri yeni saldırıların beklediğinin sermaye ve iktidar tarafından ilanıdır. Bütçenin neredeyse %90’ı bizlerden kesilen doğrudan ve dolaylı vergilerden oluşuyor. Sermaye çevrelerine ise yeni vergi afları, teşviklerle bizden çaldıklarını peşkeş çekiyorlar. İşçinin, emeklinin, emekçinin sırtına yüklenen bütçe bir soygun yağma bütçesidir. Bütçenin nerelere, nasıl harcandığına bakmak bile bu gerçeği görmeye yeter.

Bütçeden en büyük pay savaş ve saldırganlığa, diyanete, teşvik vb. adı altında sermaye çevrelerine ayrılıyor.

İşçinin emekçinin sırtına her gün yeni yükler yükleyen sermayenin bakanı utanmadan “sigara içmezseniz 5 yılda birikim sahibi olursunuz” diyor. Şatafata milyarlar harcayanlar insan aklıyla adeta dalga geçiyorlar. Bir paket sigaraya ödenen bedelin en az %80’ini vergi olarak bizlerin cebinden çalıyorlar. Biz buradan diyoruz ki “emekçinin cebinden elinizi çekin, doğrudan ve dolaylı vergileri kaldırın”.

Sefalet ücretini kabul etmiyoruz!

Çalışanların %65’inin asgari ücretli olduğu, asgari ücretin ise sefalet ücreti olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Göstermelik görüşmelerle, bizleri oyalayan, sefalet ücretini dayatan sahte komisyonda işçi ve emekçiler gerçek anlamda temsil edilmiyor. Sermaye devleti, TİSK ve işçileri temsilen masada oturduğu ifade edilen Türk-İş bürokratları bu oyunun baş aktörleridir.

İşçi sendikaları konfederasyonlarının başını tutan bürokratlar bu zamana kadar işçilerin çıkarına hiçbir adım atmadılar, atmalarını da beklemeyeceğiz.

Asgari ücretin sefalet ücreti olmaması bizlerin elindedir. İnsanca yaşamaya yeten ücret için yapmamız gereken şey örgütlenmek ve mücadele etmektir.  Sermaye, devlet ve sendika bürokrasisi eliyle bizlere dayatılan sefalet koşullarına karşı her yerde komitelerimizi ve birliklerimizi kurarak gücümüzü göstermektir. Üretimden gelen gücümüzü kullanmak için hazırlanmak günün en acil görevidir. İnsanca yaşamaya yeten ücret ve çalışma koşulları için başka yolumuz da yok.

İşçi Emekçi Birliği olarak, tüm işçileri, emekçileri asgari ücret adı altında dayatılan sefalet ücretini kabul etmemek için mücadeleye davet ediyoruz.

Bizlerin sırtından servetlerini büyüten bu sömürü ve baskı düzenine karşı sınıf birliğimizi güçlendirerek geleceğimizi kazanmak için seferber olmaya çağırıyoruz.

Biz birlik olmazsak onlar yine bildiğini okuyacaklar. Birlik olursak bizi sefalete mahkum edenlerden hesap sorar, asgari ücret görüşmesi adı altında sergiledikleri bu oyunu da bozarız. Gelecek bizim ellerimizde, gelecek örgütlü birliğimiz ve mücadelemizde!

Asgari değil insanca yaşam!

Vergi soygununa son!

Sermayeye, savaşa, ranta değil emekçiye bütçe!