Cuma, Ekim 18, 2024
ÇEVREGüncel

KAR UĞRUNA ŞİRKETLER ÜLKEYİ TALAN EDİYOR!

KAR UĞRUNA ŞİRKETLER ÜLKEYİ TALAN EDİYOR!

Ülkemizde iktidar Türkiye’nin yeraltı zenginliklerini, ormanlarını, kıyılarını patronlara peşkeş çekerek doğanın, canlıların ve insanlığın zarar görmesine neden oldu.

Verilen taşocakları, JES, RES, HES izinleri ile tarlaları, bağları ve zeytinlikleri yok ederek ekolojik yapı ve yaban hayatı tamamen yok etti. Göller, denizler, doğal güzellikler ve kuş cennetleri kurudu.

Türkiye, yıllardır taşocakları, JES, HES, RES ve maden arayan şirketler ile rant için kıyıları katletmek isteyen kişilerin istilasına uğradı. Bakanlıklardan izin alan firmalar, binlerce ağacı keserek ormana, toprağa, sulara, bitkilere kıydılar, insana, insanlığa zarar verdiler.

Örneğin….

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy ’de iki termik santral için maden ocağı açılmak istenen Akbelen Ormanı’ndaki yıkım ve ağaç kesimi günlerdir sürüyor. Köylülerin yıllardır sürdürdüğü direnişe rağmen 50 yıllık ve daha yaşlı ağaçlar kesildi. Uzmanlar, 1 hafta içerisinde Akbelen Ormanı’nda 65 bin ağacın kesildiğini ve doğa kıyımına izin verildiğini açıkladı.

Cengiz Holding, dava süreci devam etmesine rağmen Halilağa Bakır Madeni Projesi kapsamında Kazdağları’nda ağaç kesimine başladı. Oysa  Halilağa Bakır Ocağı Kapasite Artışı, Cevher Zenginleştirme Tesisi ve Atık Depolama Tesisi Projesi’ne karşı ekoloji savunucuları tarafından açılan ilk dava doğanın lehine sonuçlanırken ikinci dava devam ediyor.

Çanakkale’de, Kaz Dağları’nın Kirazlı bölgesinde siyanürle altın çıkarma çalışmaları yapan Kanadalı Alamos Gold şirketi, bölgenin ekolojik yapısını alt üst etti. Tespitlerde 350 bin ağacın kesildiği belgelendi.

Antakya’nın Dikmece Köyü’nde TOKİ’nin zeytinlik alanlara konut yapacağı gerekçesi ile köylülerin arazilerini gasp edilmesine karşı başlayan direniş sürüyor. Dikmece’de süren direniş altıncı gününü geride bıraktı.

Çukuralan Altın Madeni, Ayvalık ve Dikili ilçeleri arasında bulunan Çukuralan bölgesinde altın çıkarmak için 2010 yılında bakanlıklardan izin alarak faaliyete başladı. İçme ve sulama amaçlı bölgede bulunan Madra Barajı’nın göl alanında bulunan ve 2011 açılan madende yıllık 170 milyon tonluk hafriyat çıkarıldı. STK’lerin ve çevre örgütlerinin tüm itirazlarına ve mahkeme kararlarına rağmen bölge yıllar sonra bu duruma getirilerek adeta doğa katledildi.

Balıkesir Havran Tepeoba köyü yakınlarında bulunan Tepeoba Molibden madeni aldığı izinler sayesinde yıllarca bakır ve altın çıkardı. Firma cevherin bitmesi ardından bölgeden ayrıldı. Çevrecilerin “cehennem çukuru” dediği açık ocakların uzunluğu 800 metre, derinliği ise 250 metreyi buluyor. Çevreciler ve köylüler, madencilerin su kaynaklarını kurutacağını öne sürüyor.

Bir yanıt yazın